Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Ekim 2011

Aerosol ve Kolloidal


Aerosol ve Kolloidal
Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılmasıdır. Duman, sis ve spreyler örnek olarak gösterilebilir.10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı parçacıklardan oluşan çok fazlı sistem. Son yıllarda aerosoller köpük veya jel şeklinde hazırlanmaktadır. aerosoller; itici gaz, çözücü ve aerosol kabından oluşur. aerosol kabı sprey kabı olarak da bilinir. İçindeki sıvıyı bir sis veya köpük halinde saçmak üzere düşünülmüş ve genellikle madeni bir kutu veya plastik bir şişe biçimindedir. Eskiden böcek ilaçlarını püskürtmek maksadıyla geliştirilen aerosol kabı, günümüzde çok çeşitli ürünler için kullanılmaktadır. İtici gaz basınç altında tutulan sıvılaştırılmış gaz veya gazlar karışımıdır. Bu gazların kaynama noktası normal ısının altındadır. Bu sebeple itici gaz karışımı atmosfer ile temasa gelir gelmez sür'atla buharlaşır. Etken madde de saç veya cilt üzerinde kalır. Köpük ve toz aerosoller için de prensip aynıdır. İtici gaz olarak kullanılan maddelerin inert, kokusuz ve renksiz olmasına, toksik ve yanıcı olmamasına dikkat edilir. Bu amaçla fluorokarbonlardan trikloromonofluorometan, diklorodifluorometan çok kullanılmakla birlikte, son yıllarda ozon tabakasına verdiği zararlar sebebiyle terk edilip yerlerine propan, izobütan, n-bütan gibi gazlar veya karışımları kullanılmaktadır. aerosollerin başlıcalar oda deodorantları, bakterisit ve insektisitler, saç lakları ve traş kremleridir.
Kolloid, bir tür homojen karışımdır. 1861'de İskoçyalı bilimci Thomas Graham, değişik maddelerin parşömen zarından geçişlerini incelemiş ve bunlardan bazılarının hızlı, bazılarının yavaş hareket ettiklerini gözlemlemiştir. Örneğin albümin, jelatin, Arap zamkı gibi maddeler yavaş hareket ederken, şeker, potasyum hidroksit, sodyum klorür gibi maddelerin zardan çok hızlı geçtiklerini tespit etmiştir. Buna göre Graham, çözünmüş maddeleri zardan geçişlerine göre kristaloidler ve kolloidler olarak ikiye ayırmıştır. Kolloidler, büyük moleküllü oldukları için zardan geçememiştir. Sonunda nişasta, jelâtin gibi maddeler zamk ile aynı özellikleri gösterdiği için Yunancada zamk anlamına gelen kola kelimesinden türeyen kolloid sözcüğü ile adlandırılmıştır. Ancak bilimsel gelişmeler sonucunda Graham'ın kolloid olarak nitelendirdiği protein gibi maddeleri kristallendirmek ve kristaloid olarak nitelendirdiği kükürdün kolloidal çözeltisini hazırlamak mümkün olmuştur ve bu nedenle Graham'ın bu sınıflandırması önemini yitirmiştir.
Yeni tanıma göre; bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5-10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Örneğin kükürdün, kilin, sabunun suda dağılmasıyla kolloidal çözelti oluşur. Yine, süt, kan serumu ve zamkın sudaki çözeltileri ve çeşitli polimer maddelerin kendilerine uygun çözücülerdeki çözeltileri kolloidal çözeltilerdir
Yapısı
Kolloidal çözeltiler, dağılma fazı ve dağılan faz olmak üzere iki fazdan oluşur. Dağılma fazı homojen bir ortamdır. Bu ortam katı, sıvı veya gaz halde olabilir. Dağılan fazı oluşturan tanecikler ise çok sayıda atom veya atom gruplarından oluşmuş olup bu tanecikler ışık mikroskobunda görülmez, ancak elektron mikroskobunda görülebilir. Kolloidal çözeltileri diğer çözeltilerden ayıran başlıca özellik bu taneciklerin büyüklüğüdür. Taneciklerin büyüklüğü 10-5 cm'den büyük ise çözelti, süspansiyon adını alır. Taneciklerin büyüklüğü 10-7 cm'den küçük ise çözelti, gerçek çözeltidir.
Kolloidal sistemler dağılma ve dağılan fazın katı, sıvı ve gaz halde olmasına göre 8 tipte incelenebilir:

Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılmasıdır. Duman, sis ve spreyler örnek olarak gösterilebilir.10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı parçacıklardan oluşan çok fazlı sistem. Son yıllarda aerosoller köpük veya jel şeklinde hazırlanmaktadır. aerosoller; itici gaz, çözücü ve aerosol kabından oluşur. aerosol kabı sprey kabı olarak da bilinir. İçindeki sıvıyı bir sis veya köpük halinde saçmak üzere düşünülmüş ve genellikle madeni bir kutu veya plastik bir şişe biçimindedir. Eskiden böcek ilaçlarını püskürtmek maksadıyla geliştirilen aerosol kabı, günümüzde çok çeşitli ürünler için kullanılmaktadır. İtici gaz basınç altında tutulan sıvılaştırılmış gaz veya gazlar karışımıdır. Bu gazların kaynama noktası normal ısının altındadır. Bu sebeple itici gaz karışımı atmosfer ile temasa gelir gelmez sür'atla buharlaşır. Etken madde de saç veya cilt üzerinde kalır. Köpük ve toz aerosoller için de prensip aynıdır. İtici gaz olarak kullanılan maddelerin inert, kokusuz ve renksiz olmasına, toksik ve yanıcı olmamasına dikkat edilir. Bu amaçla fluorokarbonlardan trikloromonofluorometan, diklorodifluorometan çok kullanılmakla birlikte, son yıllarda ozon tabakasına verdiği zararlar sebebiyle terk edilip yerlerine propan, izobütan, n-bütan gibi gazlar veya karışımları kullanılmaktadır. aerosollerin başlıcalar oda deodorantları, bakterisit ve insektisitler, saç lakları ve traş kremleridir.
Kolloid, bir tür homojen karışımdır. 1861'de İskoçyalı bilimci Thomas Graham, değişik maddelerin parşömen zarından geçişlerini incelemiş ve bunlardan bazılarının hızlı, bazılarının yavaş hareket ettiklerini gözlemlemiştir. Örneğin albümin, jelatin, Arap zamkı gibi maddeler yavaş hareket ederken, şeker, potasyum hidroksit, sodyum klorür gibi maddelerin zardan çok hızlı geçtiklerini tespit etmiştir. Buna göre Graham, çözünmüş maddeleri zardan geçişlerine göre kristaloidler ve kolloidler olarak ikiye ayırmıştır. Kolloidler, büyük moleküllü oldukları için zardan geçememiştir. Sonunda nişasta, jelâtin gibi maddeler zamk ile aynı özellikleri gösterdiği için Yunancada zamk anlamına gelen kola kelimesinden türeyen kolloid sözcüğü ile adlandırılmıştır. Ancak bilimsel gelişmeler sonucunda Graham'ın kolloid olarak nitelendirdiği protein gibi maddeleri kristallendirmek ve kristaloid olarak nitelendirdiği kükürdün kolloidal çözeltisini hazırlamak mümkün olmuştur ve bu nedenle Graham'ın bu sınıflandırması önemini yitirmiştir.
Yeni tanıma göre; bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5-10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Örneğin kükürdün, kilin, sabunun suda dağılmasıyla kolloidal çözelti oluşur. Yine, süt, kan serumu ve zamkın sudaki çözeltileri ve çeşitli polimer maddelerin kendilerine uygun çözücülerdeki çözeltileri kolloidal çözeltilerdir
Yapısı
Kolloidal çözeltiler, dağılma fazı ve dağılan faz olmak üzere iki fazdan oluşur. Dağılma fazı homojen bir ortamdır. Bu ortam katı, sıvı veya gaz halde olabilir. Dağılan fazı oluşturan tanecikler ise çok sayıda atom veya atom gruplarından oluşmuş olup bu tanecikler ışık mikroskobunda görülmez, ancak elektron mikroskobunda görülebilir. Kolloidal çözeltileri diğer çözeltilerden ayıran başlıca özellik bu taneciklerin büyüklüğüdür. Taneciklerin büyüklüğü 10-5 cm'den büyük ise çözelti, süspansiyon adını alır. Taneciklerin büyüklüğü 10-7 cm'den küçük ise çözelti, gerçek çözeltidir.
Kolloidal sistemler dağılma ve dağılan fazın katı, sıvı ve gaz halde olmasına göre 8 tipte incelenebilir:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder