Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Ekim 2011

Su Neden Yüzeyden Donar ?

0 yorum

SU NEDEN YÜZEYDEN DONAR?
ü  Havuzlar ya da diğer su kütleleri, donma olayına gelindiğinde çok özeldir. Hemen hemen bütün sıvılar üstten alta doğru donar, çünkü atomları donduğunda çok daha sıkışmış hale gelir. Atomlar arasındaki boş alan azalır. Bu, içi boş bir alüminyum topu katı bir nesnenin içine sıkıştırmak gibidir. İçi boş alüminyum top kendi başına olsa yüzer ancak aynı alüminyum bir başka alüminyum topağının içine sıkıştırıldığında batar. Su donduğunda özeldir. Buzun içinde suya oranla daha fazla boş alan vardır. Sonuç olarak donmuş su, sıvı suda yüzer. Bu özelliği de buzu yüzeyde tutar ki, bahar geldiğinde güneş onu eritebilsin. Eğer su da diğer sıvılar gibi donsaydı, tüm buz dibe çökecek ve bir daha erimeyecekti. Böyle olsaydı birkaç yıl içinde okyanuslar kaskatı donar kalırdı.

ü Bunun iki değişik nedeni var. Birincisi, deniz ve göllerin sadece üstten soğuyabilmesidir. Havanın sıcaklığı mevsimlerle sürekli değişir. Buna karşın, suyun altındaki yer uzun yıllar boyu aynı sıcaklıkta kalır. Gerçi ara sıra volkanik aktiviteler nedeniyle su alttan ısınabilir, ama alttan soğuması hiç bir zaman söz konusu değil. Bu nedenle, havanın soğuk olduğu durumlarda, su üstten ısı kaybettiği için, suyun içindeki sıcaklık aşağıdan yukarıya doğru azalıyor. En soğuk yer en üstte olduğu için de donma buradan başlıyor.

ü İkinci nedense biraz daha önemlidir. Buzun yoğunluğu suyunkinden daha az. Bundan dolayı, suyun içinde
bulunan herhangi bir buz kütlesi, kaldırma kuvvetinin etkisi altında su yüzüne çıkma eğilimindedir. Buna, bir de suyun yoğunluğunun 4°C’de en yüksek değerine ulaştığını ekleyelim. Yoğunluk farkı nedeniyle kaldırma kuvveti etkisini hissettirir. Eğer suyun sıcaklığı her yerde 4°C’nin üzerindeyse, sıcak su yukarı çıkar, soğuk su da aşağı iner (çaydanlıkta kaynayan su gibi).
Ama eğer sıcaklık her yerde 4°C’nin altındaysa, bu defa soğuk su yukarı çıkar, sıcak su da aşağı iner. Bu da donmanın en soğuk olan yerden, yani yukarıdan başlaması anlamına geliyor.
İşte bu nedenden dolayı, buzluğa bir bardak su koyduğunuzda da donma ilk önce tepeden başlar. Bardağın yanlardan ve alttan ısı kaybetmesi bu gerçeği değiştirmiyor. Fakat donma başlayıp suyun üstünde bir buz tabakası oluştuktan sonra işin rengi biraz değişebilir. Çünkü buz, ısıyı daha zayıf iletir. Bu nedenle, yanlardan ve alttan olan ısı kaybı, üstten olan kayıptan daha fazla olabilir (bu bardağın ısıyı ne kadar iyi ilettiğine bağlı). Eğer bardak kanalıyla gerçekleşen ısı kaybı çok fazlaysa ve soğuk suyun yukarı yükselmesi için yeteri kadar zaman yoksa bardağın yan ve alt yüzeylerinde de donma başlayabilir. Bu da ilginç bir duruma yol açar: Buzdan bir kabukla paketlenmiş su.
Her durumda suyun ortası en son donar.

Devamını Oku ...

Likit Kristal Nedir?

0 yorum

Likit Kristal Nedir?

1888 yılında Friendrich Reinitzer isimli bilim adamı kolesteril benzoat isimli madde üzerinde çalışmalar yaparken bu maddenin iki ayrı erime sıcaklığına sahip olduğunu belirledi. Katı haldeki kolesteril benzoat sıcaklık artışıyla önce opak renkli bir sıvıya sıcaklık daha da artırıldığında opak renkli sıvı berrak bir hale dönüşüyordu. Friedrich Reinitzer bu opak sıvı fazına likit kristal faz adını verdi.

Likit kristal aynı anda katı ve sıvının fizikokimyasal özelliklerini gösterebilen maddedir. Bir sıvıyı oluşturan moleküllerin belirli pozisyonları yoktur. Moleküller arasındaki bağlar daha zayıftır. Bu nedenle sıvılar bulundukları kabın şeklini alırlar. Katılarda ise moleküller birbirlerine daha sert bağlar ile bağlanmışlardır ve bu nedenle katıların şekli belirlidir. Kristal terimi molekül yapısı daha düzgün olan maddeyi simgeler. Likit kristal de ise sıradan bir sıvıda olduğu gibi moleküllerin pozisyonları çok düzgün değildir.

Likit kristali sıradan likitlerden farklı kılan özellik moleküllerinin yapısıdır. Likit kristallerinin molekülleri uzun ve incedir.(kibrit çöpleri gibi) Her iki uçlarında güçlü kutupları vardır ve kolayca polarize olabilirler. Çoğu likit kristaller basit polimerik organik bileşiklerdir. Polimerler esnek maddelerdir. Likit kristalleri oluşturmak için polimerlere sert bir kısım daha eklemek gerekir. Polimere eklenen kısma yan zincir denilir. Ana elementler C(karbon), H (hidrojen) , N(Azot) ve O2 (oksijen) dir. Likit kristaller dijital ürünlerde, havacılık sanayisinde, bilgisayar ekranları üretiminde, otomotiv sektöründe, kalite kontrol cihazlarının ekranlarında daha sayamadığımız yüzlerce sanayi kolunda kullanılmaktadır.

Likit Kristal Ekran

Likit kristal ekran; bir yansıtıcı veya ışık kaynağının önünde yerleştirilmiş milyonlarca pikselin bir araya gelmesiyle oluşturulmuş ince, düz ekran tipidir. LCD (Likit kristal ekran) ekranların çok düşük enerji sarf fiyatları nedeniyle pille çalışan elektronik kullanımı yaygındır.


Devamını Oku ...

Aerosol ve Kolloidal

0 yorum

Aerosol ve Kolloidal
Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılmasıdır. Duman, sis ve spreyler örnek olarak gösterilebilir.10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı parçacıklardan oluşan çok fazlı sistem. Son yıllarda aerosoller köpük veya jel şeklinde hazırlanmaktadır. aerosoller; itici gaz, çözücü ve aerosol kabından oluşur. aerosol kabı sprey kabı olarak da bilinir. İçindeki sıvıyı bir sis veya köpük halinde saçmak üzere düşünülmüş ve genellikle madeni bir kutu veya plastik bir şişe biçimindedir. Eskiden böcek ilaçlarını püskürtmek maksadıyla geliştirilen aerosol kabı, günümüzde çok çeşitli ürünler için kullanılmaktadır. İtici gaz basınç altında tutulan sıvılaştırılmış gaz veya gazlar karışımıdır. Bu gazların kaynama noktası normal ısının altındadır. Bu sebeple itici gaz karışımı atmosfer ile temasa gelir gelmez sür'atla buharlaşır. Etken madde de saç veya cilt üzerinde kalır. Köpük ve toz aerosoller için de prensip aynıdır. İtici gaz olarak kullanılan maddelerin inert, kokusuz ve renksiz olmasına, toksik ve yanıcı olmamasına dikkat edilir. Bu amaçla fluorokarbonlardan trikloromonofluorometan, diklorodifluorometan çok kullanılmakla birlikte, son yıllarda ozon tabakasına verdiği zararlar sebebiyle terk edilip yerlerine propan, izobütan, n-bütan gibi gazlar veya karışımları kullanılmaktadır. aerosollerin başlıcalar oda deodorantları, bakterisit ve insektisitler, saç lakları ve traş kremleridir.
Kolloid, bir tür homojen karışımdır. 1861'de İskoçyalı bilimci Thomas Graham, değişik maddelerin parşömen zarından geçişlerini incelemiş ve bunlardan bazılarının hızlı, bazılarının yavaş hareket ettiklerini gözlemlemiştir. Örneğin albümin, jelatin, Arap zamkı gibi maddeler yavaş hareket ederken, şeker, potasyum hidroksit, sodyum klorür gibi maddelerin zardan çok hızlı geçtiklerini tespit etmiştir. Buna göre Graham, çözünmüş maddeleri zardan geçişlerine göre kristaloidler ve kolloidler olarak ikiye ayırmıştır. Kolloidler, büyük moleküllü oldukları için zardan geçememiştir. Sonunda nişasta, jelâtin gibi maddeler zamk ile aynı özellikleri gösterdiği için Yunancada zamk anlamına gelen kola kelimesinden türeyen kolloid sözcüğü ile adlandırılmıştır. Ancak bilimsel gelişmeler sonucunda Graham'ın kolloid olarak nitelendirdiği protein gibi maddeleri kristallendirmek ve kristaloid olarak nitelendirdiği kükürdün kolloidal çözeltisini hazırlamak mümkün olmuştur ve bu nedenle Graham'ın bu sınıflandırması önemini yitirmiştir.
Yeni tanıma göre; bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5-10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Örneğin kükürdün, kilin, sabunun suda dağılmasıyla kolloidal çözelti oluşur. Yine, süt, kan serumu ve zamkın sudaki çözeltileri ve çeşitli polimer maddelerin kendilerine uygun çözücülerdeki çözeltileri kolloidal çözeltilerdir
Yapısı
Kolloidal çözeltiler, dağılma fazı ve dağılan faz olmak üzere iki fazdan oluşur. Dağılma fazı homojen bir ortamdır. Bu ortam katı, sıvı veya gaz halde olabilir. Dağılan fazı oluşturan tanecikler ise çok sayıda atom veya atom gruplarından oluşmuş olup bu tanecikler ışık mikroskobunda görülmez, ancak elektron mikroskobunda görülebilir. Kolloidal çözeltileri diğer çözeltilerden ayıran başlıca özellik bu taneciklerin büyüklüğüdür. Taneciklerin büyüklüğü 10-5 cm'den büyük ise çözelti, süspansiyon adını alır. Taneciklerin büyüklüğü 10-7 cm'den küçük ise çözelti, gerçek çözeltidir.
Kolloidal sistemler dağılma ve dağılan fazın katı, sıvı ve gaz halde olmasına göre 8 tipte incelenebilir:

Aerosol, bir katının veya bir sıvının gaz ortamı içerisinde dağılmasıdır. Duman, sis ve spreyler örnek olarak gösterilebilir.10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı parçacıklardan oluşan çok fazlı sistem. Son yıllarda aerosoller köpük veya jel şeklinde hazırlanmaktadır. aerosoller; itici gaz, çözücü ve aerosol kabından oluşur. aerosol kabı sprey kabı olarak da bilinir. İçindeki sıvıyı bir sis veya köpük halinde saçmak üzere düşünülmüş ve genellikle madeni bir kutu veya plastik bir şişe biçimindedir. Eskiden böcek ilaçlarını püskürtmek maksadıyla geliştirilen aerosol kabı, günümüzde çok çeşitli ürünler için kullanılmaktadır. İtici gaz basınç altında tutulan sıvılaştırılmış gaz veya gazlar karışımıdır. Bu gazların kaynama noktası normal ısının altındadır. Bu sebeple itici gaz karışımı atmosfer ile temasa gelir gelmez sür'atla buharlaşır. Etken madde de saç veya cilt üzerinde kalır. Köpük ve toz aerosoller için de prensip aynıdır. İtici gaz olarak kullanılan maddelerin inert, kokusuz ve renksiz olmasına, toksik ve yanıcı olmamasına dikkat edilir. Bu amaçla fluorokarbonlardan trikloromonofluorometan, diklorodifluorometan çok kullanılmakla birlikte, son yıllarda ozon tabakasına verdiği zararlar sebebiyle terk edilip yerlerine propan, izobütan, n-bütan gibi gazlar veya karışımları kullanılmaktadır. aerosollerin başlıcalar oda deodorantları, bakterisit ve insektisitler, saç lakları ve traş kremleridir.
Kolloid, bir tür homojen karışımdır. 1861'de İskoçyalı bilimci Thomas Graham, değişik maddelerin parşömen zarından geçişlerini incelemiş ve bunlardan bazılarının hızlı, bazılarının yavaş hareket ettiklerini gözlemlemiştir. Örneğin albümin, jelatin, Arap zamkı gibi maddeler yavaş hareket ederken, şeker, potasyum hidroksit, sodyum klorür gibi maddelerin zardan çok hızlı geçtiklerini tespit etmiştir. Buna göre Graham, çözünmüş maddeleri zardan geçişlerine göre kristaloidler ve kolloidler olarak ikiye ayırmıştır. Kolloidler, büyük moleküllü oldukları için zardan geçememiştir. Sonunda nişasta, jelâtin gibi maddeler zamk ile aynı özellikleri gösterdiği için Yunancada zamk anlamına gelen kola kelimesinden türeyen kolloid sözcüğü ile adlandırılmıştır. Ancak bilimsel gelişmeler sonucunda Graham'ın kolloid olarak nitelendirdiği protein gibi maddeleri kristallendirmek ve kristaloid olarak nitelendirdiği kükürdün kolloidal çözeltisini hazırlamak mümkün olmuştur ve bu nedenle Graham'ın bu sınıflandırması önemini yitirmiştir.
Yeni tanıma göre; bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5-10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Örneğin kükürdün, kilin, sabunun suda dağılmasıyla kolloidal çözelti oluşur. Yine, süt, kan serumu ve zamkın sudaki çözeltileri ve çeşitli polimer maddelerin kendilerine uygun çözücülerdeki çözeltileri kolloidal çözeltilerdir
Yapısı
Kolloidal çözeltiler, dağılma fazı ve dağılan faz olmak üzere iki fazdan oluşur. Dağılma fazı homojen bir ortamdır. Bu ortam katı, sıvı veya gaz halde olabilir. Dağılan fazı oluşturan tanecikler ise çok sayıda atom veya atom gruplarından oluşmuş olup bu tanecikler ışık mikroskobunda görülmez, ancak elektron mikroskobunda görülebilir. Kolloidal çözeltileri diğer çözeltilerden ayıran başlıca özellik bu taneciklerin büyüklüğüdür. Taneciklerin büyüklüğü 10-5 cm'den büyük ise çözelti, süspansiyon adını alır. Taneciklerin büyüklüğü 10-7 cm'den küçük ise çözelti, gerçek çözeltidir.
Kolloidal sistemler dağılma ve dağılan fazın katı, sıvı ve gaz halde olmasına göre 8 tipte incelenebilir:
Devamını Oku ...

Maddenin Gaz Hali (Gazların Karıştırılması) LYS Pianalitik Yayınları

0 yorum


  1. B  2. B  3.A  4.A  5.D  6.D  7.C  8.C  9.D  10.E 11.E 12.E 13.D 14.C 15.C 16.E 17.E
Devamını Oku ...

27 Ekim 2011

10. Sınıf Kenarortay Bağıntıları Testi Açı Yayınları

0 yorum
10. Sınıf Kenarortay Bağıntıları Testi Açı Yayınları 15 tane soru ve ayrıntılı fotoğraf üzerinde. Cevaplar resmin altında:


  1. D
  2. C
  3. C
  4. B
  5. C
  6. E
  7. B
  8. C
  9. E
  10. C
  11. B
  12. C
  13. A
  14. A
  15. C
Devamını Oku ...

24 Ekim 2011

Lise 3 Matematik Fonksiyonlar Soruları Çöz İndir

0 yorum
Lise 3 Matematik Fonksiyonlar Soruları Çöz İndir


İndir




Rar Şifresi : soruindir.blogspot.com


Devamını Oku ...

18 Ekim 2011

10.Sınıf Türk Edebiyatı Testi Soruları Çöz 2

3 yorum

1.  I.   Görünce bir kuvvetin bükülmeyen kolunu
             Ne var değiştirse de ayaklarım yolunu
       II.  Hasretinle her dem bağrım deliktir
             Kül oldu vücudum yanıktır
       III. Karışmasın kimse benim karıma
             Rahm etmesin gören ah u zarıma
       IV  Gökyüzünde tüten olsam
             Yeryüzünde biten olsam
        V. İstinye Körfezi’nde bu akşam garipliği
             Bir mihnetin sonunda teselli kadar iyi
Yukarıdaki beyitlerin hangisinde, redif kullanılmamıştır?
 a. I        b. II              c. III              d. IV        e. V

2. “Yaşamı anlayabilmek için tek şey yeterli değil. Umut, büyük bir öğretmendir; ama, umutsuzlukta büyük bir öğretmendir. Merak büyük bir öğretmendir; ama, şaşkınlıkta öyledir. Yaşamın kendisi de bir öğretmendir de ölüm de”
Bu parçada belirtilenlerle asıl anlatılmak istenen nedir?
a. Hayat, engellerle dolu olduğundan bazen çok sıkıcı gelebilir insana
b. İyimser kişilerin mutlu olması çok da zor değildir.
c. İnsanlar dış dünyayı duyuları ve duygularıyla anlamak durumundadır.
d. Gerçek yaşam, kitaplarla değil, deneyimlerle güzelleşir.
e. Yaşamı anlayabilmek, olumlu ve olumsuz durumları bir arda düşünmekle mümkündür.

3. I. Olağanüstü olayları kendine özgü bir dille anlatan türdür.
    II. Yer ve zaman belli değildir.
    III. Kahramanlar olağanüstü kişiler veya varlıklardır.
    IV. Genellikle bir tekerleme ile başlar.
 Yukarıda özellikleri verilen edebi tür aşağıdakilerden hangisidir?
 a. Hikaye   b.Fabl   c. Roman       d. Masal        e.Günlük

4. Divan edebiyatı ile halk edebiyatının karşılaştırılmasına ilişkin aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a. Divan edebiyatında konu bütünlüğü yoktur, halk edebiyatında vardır.
b. Divan edebiyatında halktan uzak, ağır bir dil halk edebiyatında yalın bir dil kullanılmıştır.
c. Divan edebiyatında nazım birimi beyit, halk edebiyatında dörtlüktür.
d. Her ikisinde de dinle ilgili din dışı konular ele alınmıştır.
e. Divan edebiyatında kafiye ve ölçülere önem verilirken halk edebiyatında bunlar önemsenmemiştir.

5. Aşağıdakilerden hangisi, mesnevi nazım biçiminin özellikleri arasında yer almaz?
a. Her beytinin kendi arasında uyaklı olması
b. beyitler arsında anlam birliğinin bulunması
c. Destanlar, aşk hikayeleri , din ve tasavvufla ilgili uzun soluklu konuların işlenmesi
d. Beyit sayısının 33 ile 99 arasında değişmesi
e. beş mesneviden oluşan yapıtların “hamse” adını alması

6. Aşağıdakilerden hangisi bir olayı göstermeye bağlı olarak anlatan yazı türüdür?   
a.Hikâye  b. Roman   c. Masal  d. Destan  e. Tiyatro




7. “Giydin boyunca naz ü letafet libasını
        Öptür doyunca damenini bi-nevalara”
Yukarıdaki beyitten hareketle, bu beytin alındığı şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini kesinlikle belirleyebiliri.?
a. Ölçüsünü         b. Nazım biçimini             c. Nazım türünü 
d. Konusunu        e. Dil ve üslup özelliklerini

8. Kasideyle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
a. Genellikle 33 ile 99 beyitten oluşur.
b. Şairin mahlasının geçtiği beyte “Taç beyit” denir.
c. Kaside dua bölümüyle biter
d. Kasidenin en güzel beytine “beyt’ül kasid “ denir
e. Methiye şairin kendini övdğü bölümdür.

9. Halk şiirimizin en yaygın nazım biçimi sayılan “koşma” için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a. Her konuda söylenebildiği
b. Hecenin 11’li kalıbıyla oluşturulduğu
c. Nazım biriminin dörtlük olduğu
d. Söyleyenin belli olmadığı
e. Konularına göre adlandırıldığı

10. “Sağ yanımda homurdayan, ak köpüklü engin mavilik… İsyan eden bir insan gibi üzerimde engin bir mavi kubbe… kandillerini yakmış; sessizlik içinde huzur bulan bir derviş sanki.”
Yukarıdaki parçada “benzeyen” varlıklar aşağıdakilerden hangileridir?
a. İnsan- dalga             b. Su- köpük        c. Deniz- gökyüzü
d. Sular- gökyüzü        e. İnsan- gökyüzü

11. Aşağıdakilerden hangisi “gazel”in özelliklerinden birisi değildir?
a. Arap edebiyatından alınmış olması
b. Beyitlerle ve “aa, ba, ca, ….” Uyak düzeniyle yazılması
c. Övmek ya da övünmek amacıyla yazılması
d. İlk beytinin “matla” son beytinin “makta” diye adlandırılması
e. En güzel beyte “beyt’ül gazel” denmesi

12. “Sen  geldin diye..” cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa bir olgu, gerçek nedeninin dışında, güzel bir nedene bağlanmış olur?
a. Gözlerinin içi gülüyor.   b. Uyku gözlerine girmiyor
c. etekleri zil çalıyor.          d. Güneş erken doğuyor.

13. “Çiçek açar domru domru dal verir
      Kimi uzar bir birine el verir
      Kimi meyve verir kimi gül verir
      Kuşlar üstünde dillenir ağaçlar”
Bu dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a. “6+5” duraklı 11’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.
b. Doğayla ilgili gözlemler yansıtılmıştır.
c. “Dal, el, gül” sözcüklerindeki “l” ler yarım uyak oluşturmaktadır.
d. “Verir” sözcüğünün dize sonlarında yinelenmesiyle redif oluşturulmuştur.
e. Yalın, kolay anlaşılır bir dille söylenmiştir.




14. “ Divan şairi; gazelin ilk beytinde sevgilisinin lütfuna teşekkür eder;  ikincisinde dünyanın durumunu beğenmez, üçüncüsünde kendi şairlik gücünü abartarak över; dördüncüsünde ilk beytinin tersine, sevgilisinin vefasızlığından yakınır, beşinci beytinde de kendi kendisine üçüncü gibi seslenerek , bir başkasının gazeline nazire söylediği için övünür. Onun için önemli olan, her beytin ikinci dizelerinin ilk beyitle uyaklı olmasıdır.
Bu parçada divan şairinin asıl eleştirilen yönü, aşağıdakilerden hangisidir?
a. Biçimsel öğeleri önemsememesi
b. Sevgili konusunda çelişki içinde olması
c. Övünürken aşırılığa düşmesi
d. Konu bütünlüğünü göz ardı etmesi
e. Duygularını abartarak yansıtması

15. Aşağıda hikaye (öykü) hakkında verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
 I. Olmuş ya da olabilecek olayları anlatır.
II. Derin karakter tahlilleri yoktur.   
III. Romana göre daha kısa bir türdür.
IV. Hikayede kişi kadrosu geniştir.
V. Öykünün öğeleri arasında olay, zaman ve mekan yer alır.
a. I        b. II              c. III              d. IV        e. V


16. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde kinayeli bir söyleyiş yoktur?
a.Mum dibine ışık vermez.
b.Hamama giren terler.
c.Taşıma su ile değirmen dönmez.
d.Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
e.Bugünün işini yarına bırakma

17.   Ak tüylü köpektir koyun sürüsüyle
        Seğirtir kaval sesinde sağa sola
        Çobandır köyün yamacında
        Yayar davarı da çömelir
         Meşe dallarının altına
Bu dizelerde aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü bir nitelik vardır?
a. Lirik    b.Dramatik  c. Didaktik   d. Epik       e. Pastoral

18.  Aşağıdaki tanımlardan hangisi yanlıştır?
a. Anlam bütünlüğü taşıyan ikiden çok mısra kümesine bent denir.
b. Mısra sonlarında, ayrı anlamdaki kelimelerdeki ses benzerliğine kafiye denir.
c. Divan şiirinde ve onun etkisinde kalan şiirlerde anlam bütünlüğü taşıyan iki mısraya beyit denir.
d. Ölçülü mısra kümeleriyle kurulan yazı şekline nazım, nazımla ortaya konmuş kısa eserlere dörtlük denir.
e. Ölçü ve uyak geleneğine bağlı olmayan yazılara nesir denir.

19.” Didaktik şiir, bir duyguyu iletmek, bilgi vermek
          I                     II
amacıyla yazılan öğretici nitelikte şiirlerdir. Manzum
                                    III
hikayeler ve fabllar da bu türün örnekleridir.”
  IV                  V                                      

Bu parçadaki bilgi yanlışlığının giderilmesi için altı çizili yerlerden hangisinde bir değişiklik yapılmalıdır ?
a. I        b. II              c. III              d. IV        e. V
  20. I. Koşma ve türküden esinlenerek oluşturulmuştur.
       II. En az  üç, en çok beş dörtlükten oluşur
       III. Bestelenmeye elverişli aruz kalıbıyla yazılır.
       IV. Üç ayrı uyak dizilişi vardır. Bu yönüyle de  koşmaya benzer
       V. Genellikle din ve tasavvufla ilgili konuları işler 
Divan edebiyatındaki “şarkı” nazım biçimiyle ilgili bu yargılardan hangisi yanlıştır?
a. I        b. II              c. III              d. IV        e. V

Devamını Oku ...

10.Sınıf Türk Edebiyati Soruları Çöz

0 yorum

1. “Sen  geldin diye..” cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa bir olgu, gerçek nedeninin dışında, güzel bir nedene bağlanmış olur?
a. Gözlerinin içi gülüyor.   b. Uyku gözlerine girmiyor
c. etekleri zil çalıyor.          d. Güneş erken doğuyor.

2.  Aşağıdaki tanımlardan hangisi yanlıştır?
a. Anlam bütünlüğü taşıyan ikiden çok mısra kümesine bent denir.
b. Mısra sonlarında, ayrı anlamdaki kelimelerdeki ses benzerliğine kafiye denir.
c. Divan şiirinde ve onun etkisinde kalan şiirlerde anlam bütünlüğü taşıyan iki mısraya beyit denir.
d. Ölçülü mısra kümeleriyle kurulan yazı şekline nazım, nazımla ortaya konmuş kısa eserlere dörtlük denir.
e. Ölçü ve uyak geleneğine bağlı olmayan yazılara nesir denir.

3. “Çiçek açar domru domru dal verir
      Kimi uzar bir birine el verir
      Kimi meyve verir kimi gül verir
      Kuşlar üstünde dillenir ağaçlar”
Bu dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a. “6+5” duraklı 11’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.
b. Doğayla ilgili gözlemler yansıtılmıştır.
c. “Dal, el, gül” sözcüklerindeki “l” ler yarım uyak oluşturmaktadır.
d. “Verir” sözcüğünün dize sonlarında yinelenmesiyle redif oluşturulmuştur.
e. Yalın, kolay anlaşılır bir dille söylenmiştir.

4.” Didaktik şiir, bir duyguyu iletmek, bilgi vermek
          I                     II
amacıyla yazılan öğretici nitelikte şiirlerdir. Manzum
                                    III
hikayeler ve fabllar da bu türün örnekleridir.”
  IV                  V                                      

Bu parçadaki bilgi yanlışlığının giderilmesi için altı çizili yerlerden hangisinde bir değişiklik yapılmalıdır ?
a. I        b. II              c. III              d. IV        e. V

5. Halk şiirimizin en yaygın nazım biçimi sayılan “koşma” için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a. Her konuda söylenebildiği
b. Hecenin 11’li kalıbıyla oluşturulduğu
c. Nazım biriminin dörtlük olduğu
d. Söyleyenin belli olmadığı
e. Konularına göre adlandırıldığı

6. Divan edebiyatı ile halk edebiyatının karşılaştırılmasına ilişkin aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a. Divan edebiyatında konu bütünlüğü yoktur, halk edebiyatında vardır.
b. Divan edebiyatında halktan uzak, ağır bir dil halk edebiyatında yalın bir dil kullanılmıştır.
c. Divan edebiyatında nazım birimi beyit, halk edebiyatında dörtlüktür.
d. Her ikisinde de dinle ilgili din dışı konular ele alınmıştır.
e. Divan edebiyatında kafiye ve ölçülere önem verilirken halk edebiyatında bunlar önemsenmemiştir.



7. “ Divan şairi; gazelin ilk beytinde sevgilisinin lütfuna teşekkür eder;  ikincisinde dünyanın durumunu beğenmez, üçüncüsünde kendi şairlik gücünü abartarak över; dördüncüsünde ilk beytinin tersine, sevgilisinin vefasızlığından yakınır, beşinci beytinde de kendi kendisine üçüncü gibi seslenerek , bir başkasının gazeline nazire söylediği için övünür. Onun için önemli olan, her beytin ikinci dizelerinin ilk beyitle uyaklı olmasıdır.
Bu parçada divan şairinin asıl eleştirilen yönü, aşağıdakilerden hangisidir?
a. Biçimsel öğeleri önemsememesi
b. Sevgili konusunda çelişki içinde olması
c. Övünürken aşırılığa düşmesi
d. Konu bütünlüğünü göz ardı etmesi
e. Duygularını abartarak yansıtması

8. Aşağıdakilerden hangisi “gazel”in özelliklerinden birisi değildir?
a. Arap edebiyatından alınmış olması
b. Beyitlerle ve “aa, ba, ca, ….” Uyak düzeniyle yazılması
c. Övmek ya da övünmek amacıyla yazılması
d. İlk beytinin “matla” son beytinin “makta” diye adlandırılması
e. En güzel beyte “beyt’ül gazel” denmesi

9. Aşağıdakilerden hangisi, mesnevi nazım biçiminin özellikleri arasında yer almaz?
a. Her beytinin kendi arasında uyaklı olması
b. beyitler arsında anlam birliğinin bulunması
c. Destanlar, aşk hikayeleri , din ve tasavvufla ilgili uzun soluklu konuların işlenmesi
d. Beyit sayısının 33 ile 99 arasında değişmesi
e. beş mesneviden oluşan yapıtların “hamse” adını alması

10.  I. Koşma ve türküden esinlenerek oluşturulmuştur.
       II. En az  üç, en çok beş dörtlükten oluşur
       III. Bestelenmeye elverişli aruz kalıbıyla yazılır.
       IV. Üç ayrı uyak dizilişi vardır. Bu yönüyle de  koşmaya benzer
       V. Genellikle din ve tasavvufla ilgili konuları işler  
Divan edebiyatındaki “şarkı” nazım biçimiyle ilgili bu yargılardan hangisi yanlıştır?
a. I        b. II              c. III              d. IV        e. V

11. Aşağıda hikaye (öykü) hakkında verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
 I. Olmuş ya da olabilecek olayları anlatır.
II. Derin karakter tahlilleri yoktur.   
III. Romana göre daha kısa bir türdür.
IV. Hikayede kişi kadrosu geniştir.
V. Öykünün öğeleri arasında olay, zaman ve mekan yer alır.
a. I        b. II              c. III              d. IV        e. V

12.   Ak tüylü köpektir koyun sürüsüyle
        Seğirtir kaval sesinde sağa sola
        Çobandır köyün yamacında
        Yayar davarı da çömelir
         Meşe dallarının altına
Bu dizelerde aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü bir nitelik vardır?
a. Lirik    b.Dramatik  c. Didaktik   d. Epik       e. Pastoral



13. Aşağıdakilerden hangisi bir olayı göstermeye bağlı olarak anlatan yazı türüdür?   
a.Hikâye  b. Roman   c. Masal  d. Destan  e. Tiyatro

14.  I.   Görünce bir kuvvetin bükülmeyen kolunu
             Ne var değiştirse de ayaklarım yolunu
       II.  Hasretinle her dem bağrım deliktir
             Kül oldu vücudum yanıktır
       III. Karışmasın kimse benim karıma
             Rahm etmesin gören ah u zarıma
       IV  Gökyüzünde tüten olsam
             Yeryüzünde biten olsam
        V. İstinye Körfezi’nde bu akşam garipliği
             Bir mihnetin sonunda teselli kadar iyi
Yukarıdaki beyitlerin hangisinde, redif kullanılmamıştır?
 a. I        b. II              c. III              d. IV        e. V

15. Kasideyle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
a. Genellikle 33 ile 99 beyitten oluşur.
b. Şairin mahlasının geçtiği beyte “Taç beyit” denir.
c. Kaside dua bölümüyle biter
d. Kasidenin en güzel beytine “beyt’ül kasid “ denir
e. Methiye şairin kendini övdğü bölümdür.

16. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde kinayeli bir söyleyiş yoktur?
a.Mum dibine ışık vermez.
b.Hamama giren terler.
c.Taşıma su ile değirmen dönmez.
d.Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
e.Bugünün işini yarına bırakma

17. “Sağ yanımda homurdayan, ak köpüklü engin mavilik… İsyan eden bir insan gibi üzerimde engin bir mavi kubbe… kandillerini yakmış; sessizlik içinde huzur bulan bir derviş sanki.”
Yukarıdaki parçada “benzeyen” varlıklar aşağıdakilerden hangileridir?
a. İnsan- dalga             b. Su- köpük        c. Deniz- gökyüzü
d. Sular- gökyüzü        e. İnsan- gökyüzü

18. “Yaşamı anlayabilmek için tek şey yeterli değil. Umut, büyük bir öğretmendir; ama, umutsuzlukta büyük bir öğretmendir. Merak büyük bir öğretmendir; ama, şaşkınlıkta öyledir. Yaşamın kendisi de bir öğretmendir de ölüm de”
Bu parçada belirtilenlerle asıl anlatılmak istenen nedir?
a. Hayat, engellerle dolu olduğundan bazen çok sıkıcı gelebilir insana
b. İyimser kişilerin mutlu olması çok da zor değildir.
c. İnsanlar dış dünyayı duyuları ve duygularıyla anlamak durumundadır.
d. Gerçek yaşam, kitaplarla değil, deneyimlerle güzelleşir.
e. Yaşamı anlayabilmek, olumlu ve olumsuz durumları bir arda düşünmekle mümkündür.

19. “Giydin boyunca naz ü letafet libasını
        Öptür doyunca damenini bi-nevalara”
Yukarıdaki beyitten hareketle, bu beytin alındığı şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini kesinlikle belirleyebiliriz?
a. Ölçüsünü         b. Nazım biçimini             c. Nazım türünü 
d. Konusunu        e. Dil ve üslup özelliklerini
20. I. Olağanüstü olayları kendine özgü bir dille anlatan türdür.
    II. Yer ve zaman belli değildir.
    III. Kahramanlar olağanüstü kişiler veya varlıklardır.
    IV. Genellikle bir tekerleme ile başlar.
 Yukarıda özellikleri verilen edebi tür aşağıdakilerden hangisidir?
 A) Hikaye    B) Fabl     C) Roman        D) Masal         E) Günlük



Devamını Oku ...

15 Ekim 2011

Buzullar ve Şekilleri

0 yorum

V-BUZULLAR VE ETKİLERİ
Kutup bölgelerinde ve yüksek dağlar üzerinde,başlıca şekillendirici dış kuvvet buzullardır. Bu alanlarda yağışlar genellikle kar şeklinde olur. Sıcaklık 00C'nin altında olduğundan yağan karlar tamamıyla eriyemez, arta kalanlar üst üste yığılır. Yıl boyunca ortadan kalkmayan karlara kalıcı kar (toktoğan kar) adı verilir. Kalıcı kar sınırı enleme bağlı olarak değişir. Ekvatoral bölgede 5000-6000 m'den geçen kalıcı kar sınırı,Türkiye'de kenar dağlar üzerinde 3200-3500 m'de erişilir,iç kesimlerde ise 4000 m'den geçer. Kutuplarda ve dağların yüksek kesimlerinde meydana gelen buzulların birçok çeşidi vardır.
a)Sirk Buzulu:Yüksek dağlık alanlarda çukurluklar içinde oluşan küçük buzullardır. Ülkemizde Ağrı, Cilo, Kaçkar,Sat, Uludağ, Nemrut, Toroslar ve Karadeniz dağlarında sirk buzullarına rastlanır.
b)Vadi Buzulu:Yüksek dağlar üzerinde oluşan sirk buzulları büyüdüğünde eğime bağlı olarak aşağılara doğru iner,vadi içlerini doldurur. Buna vadi buzulu denir. Cilo dağında bu tür vadi buzulları bulunur.
c)Örtü Buzulu:Kutuplara yakın sahalarda oluşan ve binlerce km alan kaplayan buzullardır. Antarktika ve Grönland örtü buzullarının ülkemizde görüldüğü yerlerdir. Kutup bölgelerindeki buzullar,buzul dağları oluşturacak kadar büyüktür. Bunların denize ulaşan kısmına aysberg denir. Kutup bölgelerinde deniz içinde oluşan buzullara bankiz adı verilir.
BUZUL AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ
Yeryüzünü aşındırma, taşıma ve biriktirme yoluyla şekillendirirler. Buzullar değişen iklim koşulları altında kalınlaşır,erir yada basıncın veya yamaç eğiminin etkisiyle hareket ederler. Bu hareketleri sırasında bulundukları zeminde cilalama,sıyırma, sökme,koparma şeklinde aşındırma yaparlar. Aşındırdıkları malzemeyi erimeye başladıkları yerlerde biriktirerek biriktirme şekillerini oluştururlar.
a)Buzul Vadisi:Buzullar tüm vadiyi doldurarak hareket ettikleri için tüm yüzeyi aşındırırlar. Bu nedenle buzulların vadileri akarsularınkinden farklı olarak inişli çıkışlıdır. Enine profili "U" biçimindedir. Ana buzula bağlı olarak yan buzulların oluşturduğu vadilere de asılı vadi denir.
b)Hörgüç Kaya:Buzullar dirençli kaya sırtlarını törpüleyerek hörgüce benzer yuvarlak şekiller oluşturmuşlardır. Bunlara hörgüç kaya adı verilir. Türkiye'de Doğu Anadolu'da Nemrut Dağı'nda örneği görülmektedir.
c)Buzul Yalağı (Sirk):Buzulların aşındırma ile oluşturduğu çukurlardır. Sonradan buzulların erimesi ile bu çukurlarda sirk gölleri meydana gelmiştir.
BUZUL BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ
Buzullar aşındırdıkları materyalleri bir süre taşıdıktan sonra başka bir yerde biriktirirler. Böylece, buzul biriktirme şekilleri oluşur. Buzullardan çıkan akarsular, buzulların önünde ova şeklinde geniş düzlükler oluştururlar. Bu düzlüklere sander düzlükleri denir. Buzulların,vadi ve yamaçlardan koparmış oldukları kaya parçalarına taş ve topraklara moren (buzultaş) denir. Bunlar,buzulların tabanında buzul dillerinin yanlarında ve önlerinde birikirler. Böylece moren setleri meydana gelir. Dağların yükseklerinde buzulların ilk oluşmaya başladığı yerdeki çukurluklarda sular toplanarak küçük göller meydana gelir. Bunlara sirk gölleri denir.



BUZULLAR  

Kutup bölgeleri ile yüksek dağların üst kısımlarında bütün yıl hiç erimeden kalan karlara Toktağan kar (daimi) denir. Enlemin etkisiyle toktağan kar sınırı Ekvatordan Kutuplara doğru azalır.  



Bugün dünyanın yaklaşık %10 ‘u (15 milyon km2 si) buzullarla kaplıdır. Buzulların etki alanı daha çok kutuplara yakın yerlerdir.
 Buzul Çeşitleri
 1.  Sirk Buzulu :Yüksek dağlık alanlardaki küçük çukurlukları dolduran buzullardır. Yurdumuzda bazı yüksek dağlık bölgelerde vardır. Ör: Cilo. Sat, Ağrı, Tendürek, Süphan , Kaçkar, Erciyes, Beydağları, Geyik Dağları, Bolkar , Binboğa dağları gibi.
 2.  Vadi Buzulu: Buzul aşındırması ile oluşan vadilerin içini dolduran buzullardır. Ör: Cilo dağında olduğu gibi.
3.  Örtü Buzulu: Kutup bölgelerinde görülür. Antartika ve Grönland’da olduğu gibi. Kutup bölgelerinde denizde yüzen buz dağlarına Aysberg denir.  

4.  Takke Buzulu: volkan dağlarının üst kısmında oluşan buzullardır. Ör: Ağrı dağında olduğu gibi.

Buzul aşındırması şunlara bağlıdır
1.  Buzulun kalınlığına: Kalınlık fazla ise aşındırma oyma şeklinde , az ise törpüleme şeklinde olur.
2.  Yatak Eğimine: Yatak eğimi fazla ise aşındırma törpüleme şeklinde , az ise oyma şeklindedir.
3.  Kayaların Özelliğine: Zemin sert kayalardan oluşmuş ise aşındırma törpüleme şeklinde , yumuşak ise oyma şeklinde olur.
  Buzul Aşınım Şekilleri
1.   Buzul Vadisi: Buzul aşındırması sonucu oluşan “U” şeklindeki vadilerdir. Akarsu vadilerine göre boyları kısadır ve sürekli iniş göstermezler (inişli –çıkışlıdır)  

2.   Hörgüç Kaya: Farklı aşınma sonucu oluşan ve deve hörgücüne benzeyen kayalardır.
3.   Sirk (buz yalağı) çukurluğu: Dağların üst kısmında aşındırma ile oluşan küçük çukurlukladır.  

Buzul Biriktirme Şekilleri
1.  Moren setti: Buzulların  aşındırarak taşıdığı kum çakıl gibi maddelere moren denir. Bunları eridiği yerde biriktirmesi ile oluşan sette denir.
2.  Drumlin: Buzul biriktirmesi ile oluşan alçak tepelere denir.
3.  Sander Ovası: Buzulların eridiği yerde  ortaya çıkan akarsuların taşıdığı malzemeleri biriktirmesi ile oluşan düzlüklerdir.
*** Türkiye’nin bugünkü yer şekillerinin oluşmasında en az etkili olan dış kuvvet buzullardır.


       
  G - BUZULLAR
        Kutuplarda ve dağların yüksek kesimlerinde sıcaklığın düşük olmasından dolayı kar şeklinde düşen yağışlar üst üste          birikerek kalın kar ve buz tabakaları oluştururlar. Binlerce yıl boyunca kalan ve erimeyen bu örtüye Kalıcı Kar (Toktağan) denir. Kutuplarda 0 m'de başlayan kalıcı kar sınırı ekvatora doğru yükselir ve 5000m'ye kadar çıkar. Ülkemizde bu sınır 2500m          civarındadır. Kalıcı kar örtüsü zamanla soğuğun etkisiyle katılarşır ve Buzul haline dönüşür.

            Buzul Çeşitleri
        1) Sirk Buzulu    : Dağ dorukları ve yamaçlarındaki çukurları dolduran ve uzaktan, yamaç boyunca beyaz lekeler şeklinde  görülen buzullardır.
        2) Takke Buzulu: Dağların doruklarını takke gibi kaplayan buzullardır.
        3) Vadi Buzulu  : Takke buzullarının eğime bağlı olarak aşağıya doğru uzanan ve vadileri dolduran kollarıdır.
        4) Örtü Buzulu   : Kutup Bölgelerinde oluşan ve kara kütlelerini kaplayan buzullardır. Deniz kıyılarında örtü buzullarından  kopan buzul parçalarına Aysberg (Buzdağı) denir. Deniz yüzeyinin donmasıyla oluşan kalın buz tabakalarına Bankiz denir.

Buzul Aşındırma Şekilleri
        Yıl boyunca erimeden kalan kalın buz örtüleri mevsimler arasındaki sıcaklı değişmeleri ile gevşeyip sıkışarak ve dağ   yamaçlarında eğime bağlı olarak hareket ederek üzerinde bulundukları kayaçları ağırlıkları ve sert yapıları sayesinde   aşınbdırırlar. Aşındırdıkları malzemeleri de taşıma ve biriktirme yoluyla şekillendirme yaparlar.
        1) Buzul Vadisi  : Dağ doruklarından aşağı sarkam buzul dillerinin hareketiyle yataklarını aşındırarak oluşturdukları U şekilli oluklardır.Bunlara tekne adıda verilir. (Örnek)
        2) Sirk Çanağı(Buz Yalağı) :Dağ doruklarına, yakın yerlerde kolay aşınabilen yüzeylerin aşındırılması ile ortaya çıkan  çanaklardır.Bu çanaklar 40-50m'den birkaç km'ye kadar çapa sahip olabilirler. Bazen de buradaki buzulun erimesiyle Sirk  Gölü  haline gelebilirler.
         3) Hörgüç Kaya : Buzulların kayaların yumuşak kısımlarını aşındırıp sert kısımlarını bırakmasıyla oluşan tümsek şeklindeki ve parlak yüzeyli kayalardır. (Örnek)
Buzul Biriktirme Şekilleri
        1) Moren Setleri (Buzulştaş)  : Buzulların aşındırdığı malzemeyi (Morenleri) üst üste bürüktirmesiyle oluşan yığınlardır. Bazen buzul dillerinin eriyerek geri çekilmesi sonucu Moren Yığınlarının gerisinde toplanan sular Moren Set Göllerini oluştururlar. (Örnek)
        2) Sander Düzlüğü : Buzulların topladığı malzemenin, buzulların geri çekilmelip ortaya çıkmasıyla oluşan düzlüklerdir.
         3) Drumlin : Buzulların biriktirdiği materyallerrin buzulun alt kısmında erimeler sonucu oluşan derelerin işlemesiyle oluşan balina sırtına benzeyen yassı tepeciklerdir. Ülkemizde buzul birikim şekillerinden sadece Morenler bulunur. Onlarda akarsular tarafından aşındırılarak süpürülmüştür.


Devamını Oku ...

Lys-Ygs Final Kitabı 915 Soruları Çöz ve İndir

2 yorum



1.     C È D = {a,b,c,d,e}, C Ç D = {a,c}, D = {a,c,d} olduğuna göre C kümesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) {e}                            B) {b,e}                  C) {a,b,c,e}      
D) {a,b,c}                     E) {a,b,c,d,e}


3.     A={a,b,c,{a,b},{c},{a}} kümesi veriliyor. Aşağıdakilerden ha ngisi yanlıştır?
A) {{a}} Î A                    B) {a} Î A              C) {a,b} Î A
D) {{c}} Ï A                   E) {b,c,{c}} Ì A


4.     A = {a,b,{a},{a,b}} kümesi veriliyor. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) {{a}} Ë A                  B) {a} Î A              C) {{a,b}} Ì A
D) {{b}} Ï A                  E) {a,b,{a}} Ì A


5.     A = {3,5,7,9}, B = {e,f,9} ve C= {a,b,c,e} olduğuna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) A È B = {3,5,7,9,e,f}       B) A Ç B Ç C= Æ
C) B \ (A Ç C) = {e,f,9}        D) C \ B = C
E) C \ A = C


6.     M = {a,c,e}, N = {b,d,f} ise aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) M Ç N ¹ Æ               B) N Ì M               C) N \ M = Æ
D) M \ N = {a,c,e}        E) M È N = {a,b,c,d,e}


7.     M = {3,5,7}
  K = {2,4,6,8} ise hangisi doğrudur?
A) (M Ç K) ¹ Æ            B) M Ì K                C) M \ K = Æ
D) K \ M = {2,4,6,8}     E) M È K = {2,3,4,5,6}


8.    A È B = {1,2,3,4} ,   A Ç B = {1,2} ,    A = {1,2,3} olduğuna göre B kümesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) {4}             B) {2,4}              C) {3,4}      
D) {2,3,4}                      E) {1,2,4}





Devamını Oku ...